3.05.2013

Kuranda İsa'nın Ölümünün Çelişkisi

İsa çarmıhta öldü ve ölüm sonrası yükseldi mi? Bu soru Müslüman ve Hıristiyanlar arasında hararetli tartışmalara kaynaklık etmektedir. Çağdaş bir yazarın işaret ettiği gibi, bu konu diğer konulardan daha fazla İslami tartışmalara yol açmaktadır. Gerçekte ne zaman Müslümanlar ve Hıristiyanlar dini konuları birlikte tartışsalar, konuşmalar er ya da geç bu sorun üzerine yönelmektedir.
 
Müslümanların çoğuna göre İsa’nın çarmıha gerilmediği öğretilmiştir. Bir Sunni Müslüman İsa Mesih hakkında şöyle yazmış; “Müslümanlar Allah’ın Mesih’i çarmıha gerilmenin rezaletinden kurtardığına iman eder.” Ve başka bir tanesi; “ Biz İsa Mesih’e sizden (Hıristiyanlardan) daha saygı duyuyoruz… Biz İsa’nın kendini çarmıh üzerinde ölmesine Tanrı’nın izin verebileceğini reddediyoruz.” Gerçek bir Müslüman’ın temel isteği çarmıhın “rezaletinden” kaçınmaktır.

Bu konu, diğerleri gibi olmayıp Müslümanlığı açık bir tartışmaya çağırmaktadır. Her ne kadar Kuran, Mesih’in göğe çıkmadan önce öldüğünü söylüyorsa da; İslâm bilginleri Âl-i İmrân Suresi 55. ayette geçen “seni vefat ettirecek olan (benim)” sözü üzerine anlaşmazlığa düşmüşlerdir.

Bir grup, vefatın burada ölüm anlamına gelmediğini ileri sürerken, bir başka grup, Mesih’in gerçekten öldüğünü kabul etmektedir. Onların bu konuda, sayılı bilginlerinden aktardıkları çeşitli kanıtları vardır. “Seni vefat ettirecek olan” anlamına gelen “MUTAVAFFİKE” sözü üzerine Taberî, Râzî, Zemahşerî gibi Kuran tefsircilerinin yaptıkları yorumları burada anlatmak istiyorum.

1. Uyku (nawm): “Müsenna’dan. Bana İshak söyledi. Abdullah b. Cafer’e Rabî yolu ile bildirildi: Seni öldürecek olansözü için, - ‘bu uyku ölümüdür, Allah onu uykusunda yükseltti’ dedi.”

2. Bir şeyi tam anlamıyla yerine getirmek: “Ali b. Suheyl’den. Damra b. Rabia’dan. İbnu Şuzep’ten. Mataru’l-Varrak’tan: Aynı ayet için, ‘seni dünyada vefat ettireceğim ama ölüm vefatı anlamında değil’ dedi.”

3. Tutmak, kavrayıp almak (kabd): “Yunus’tan. ‘Bana İbnu Vehb haber verdi’ dedi. Ona da İbnu Zeyd bildirdi: Seni öldürecek olan benim sözü, “seni tutacağım” demektir. İsa, Deccal’i öldürünceye kadar vefat etmeyecek, onu öldürdükten sonra ölecektir.”

4. Ebu Cafer el-Taberî, Muhammet’ten aktarılan doğruluğu kesin (mütevatir) bir hadise dayanarak şöyle diyor:“Meryem oğlu İsa inip Deccal’i öldürecek ve yeryüzünde bir süre oturacak, sonra ölecek. Müslümanlar O’nun (cenaze) namazını kılacaklar” (Bu süreyi bildiriyor; ancak rivayetler bu konuda çelişkili).

Vefatın ölüm olduğunu kabul edenlerin de farklı rivayetleri var:

1. “Musenna’dan. Bize Abdullah b. Salih, ona Muaviye, ona Ali, ona da İbnu Abbas söyledi: ‘Seni vefat ettirecek olan benim’ sözü, öldürecek olan (benim) demektir.”

2. İbnu Ahmet’ten. “Bize Seleme, ona İbnu İshak, ona da Vehb b. Munebbih söyledi: Allah, Meryem oğlu İsa’yı üç saatliğine vefat ettirip yükseltti” (Camiu’l-Beyan 3:289-292).

İmam Râzî’nin tefsirinden de şu görüşleri alıntılıyoruz:

Birinci görüş: “Seni öldürecek olanım”. Allah ayrıca İsa’nın şu sözünü bildirir: “Beni öldürdüğünde onları gözleyen sendin” (Maide 117). Yorumcular, bu ayette anlaşmazlığa düşüp ikiye ayrıldılar.

Birinci görüş şu şekilde açıklanabilir: “Seni öldürecek olanım” sözünün anlamı, ömrünü tamamlayarak seni vefat ettireceğim, yani onların seni öldürmesine izin vermeyeceğim, göğe, yanıma yükselterek meleklerimle beraber katıma yaklaştıracak, seni, öldürmemeleri için koruyacağım, demektir.

İkinci görüş: “Seni vefat ettirecek olan benim”, yani öldürecek olan benim demektir. Bu, İbnu Abbas, İbnu İshak ve Hamd b. İshak’tan aktarılmaktadır. Dediler ki, burada kastedilen, düşmanı olan Yahudiler’in Mesih’i öldüremeyecekleridir. Allah, daha sonra O’nu göğe yükselterek onurlandırmıştır. Bu görüşü savunanlar da anlaşmazlığa düşüp üçe ayrılırlar:

1. Vehb’e göre: İsa, üç saatliğine vefat edip sonra göğe yükseltildi.

2. Muhammet b. İshak: Yedi saatliğine vefat etti. Daha sonra Allah O’nu diriltip yükselti.

3. Rabi b. Enes: Allah O’nu öldürüp yükseltti.

İncil’de Çarmıh

Korintliler’e yolladığı ilk mektubunun birinci bölümünde Elçi Pavlus şöyle diyor: “Çünkü Yahudiler kanıt isterler,Yunanlılar ise bilgelik ararlar; ama biz Yahudiler’e tökez, uluslara akılsızlık olan çarmıha gerilmiş olan Mesih’i; çağırılmış Yahudiler’e ve Yunanlılara da Allah’ın gücü ve bilgeliği olan Mesih’i vaazederiz” (1. Korintliler 1:22-24). İkinci bölümde ise şöyle sesleniyor: “Kardeşler! Yanınıza gelip Tanrı ile ilgili bildiriyi size duyurduğum zaman, etkileyici sözlerle ya da üstün bir bilgelikle gelmedim. Aranızdayken, İsa Mesih’ten ve O’nun çarmıha gerilmiş olmasından başka birşey bilmemeye kararlıydım” (1. Korintliler 2:1-2).

Elçilerin tüm sözlerini düşünecek olursak görürüz ki; onların, Mesih İnancı’nın doğumundan beri müjdeledikleri, insanların kabul edip kurtuldukları İncil, Elçi Pavlus’un özetlediği “sevindirici haber”den başkası değildir: “Kardeşler! Size bildirdiğim, sizin de kabul edip bağlı kaldığınız müjdeyi hatırlatmak istiyorum. Size müjdelediğim söze sımsıkı sarılırsanız, bunun aracılığıyla kurtulursunuz. Aksi halde boşuna iman etmiş olursunuz. Aldığım bilgiyi size öncelikle ilettim. Şöyle ki, Kutsal Yazılar uyarınca Mesih, günahlarımıza karşılık öldü, gömüldü ve Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden dirildi” (1. Korintliler 15:1-4).

Buna karşın, İncil’in tüm dünyada yayılmasından beş yüz yıl sonra bu gerçeğe karşı çıkanlar oldu. Bunlar, Mesih İnanlıları’na, “siz dininizde yanlış bir yol tutmuşsunuz” diyorlardı. Belki de bu kişiler düşüncelerini tıpkı ataları gibi, Mesih’in ölmeyeceğine inanan sapkın Yahudi-Mesih imanlılarından almışlardır. İncil’inde bize bunu anlatan Müjdeci Yuhanna’ya gerçekten şükran borçluyuz. “Kalabalık (Ferisiler) O’na şöyle karşılık verdi: Kutsal Yasa’dan öğrendiğimize göre Mesih sonsuza dek yaşayacaktır. Nasıl oluyor da sen, ‘İnsanoğlu yukarıya kaldırılmalıdır’ diyorsun?” (Yuhanna 12:34).

Tarihçilerin bildirdiğine göre Arap Yarımadası’ndaki (Arabistan) bazı Mesih imanlıları arasında şöyle yanlış bir inanç yaygındı: “Şekilden şekle girebilen Mesih, düşmanları kendisini yakalamaya geldikleri zaman, bir başkasını kendisine benzetti. Böylece kendi yerine, o kişi çarmıha gerildi. Mesih ise düşmanları ile alay ederek kendisini yollayanın yanına yükseldi.”

Nitekim Kuran da, Mesih’in çarmuha gerildiğini kabul etmiyor: “Biz Meryem oğlu İsa’yı öldürdük demeleri nedeniyle (onları rahmetimizden kovduk). Onlar O’nu öldürmediler. Asmadılar da. Ama onlara öyle geldi. Bu konuda anlaşmazlığa düşenler şüphe içindedirler. Onların bu konuda zandan başka bilgileri yoktur. O’nu gerçekte öldürmediler. Tam tersi Allah, O’nu yüceltmiştir. Allah egemen ve bilgedir” (Nisâ; 157-158).

Oysa Mesih’in üzerinde gerildiği tahta çarmıh, Tanrı Kuzusu’nun dünyanın günahını kaldırmak için sunulduğu kurtulmalık sunağıdır. Bu gerçeği Elçi şöyle dile getiriyor: “İbrahim’e sağlanan kutsama, Mesih İsa aracılığıyla uluslara sağlansın ve bizler vaat edilen Ruh’u imanla alalım diye Mesih uğrumuzda lânetlenerek bizi Yasa’nın lânetinden kurtardı. Çünkü, ‘Ağaç üzerine asılan herkes lânetlidir’ diye yazılmıştır” (Galatyalılar; 3:13-14).

Çarmıh’a karşı itirazda söylenen en garip söz, belki de bizzat bu iftiracılar tarafından yazılıp Yuhanna’ya ait olduğu söylenen düzme İncil’deki şu saçmalıktır: “Bu, önünde gördüğün ışık saçan çarmıh, yeryüzüne döndüğün zaman göreceğin ağaç çarmıh değildir. Duyup da görmediğin ben, bu çarmıhtaki (şahıs) değildim. Çünkü, o sırada halk arasındaki, ben değildim.”

İsa Mesih’in “çarmıha gerilmediği” şeklindeki yanlış görüş zamanla Arap Yardımadası’nda da yayılmıştır.

İslam bilginlerine göre, çarmıha gerilerek öldürülen kişi Mesih değil, Mesih’e benzeyen birisidir. Onlar bu konuda şu olasılıklardan söz ederler:

1. Yahudiler İsa’yı öldürmeyi iyice kafalarına koyunca Allah O’nu göğe yükseltti. Yahudi liderleri, halkın ayaklanmasından korktukları için birini öldürüp çarmıha gerdiler ve onu insanlara İsa diye gösterdiler.

2. Allah, bir başkasını İsa’ya benzetti. Bu kişi İsa’nın yerine öldü. Bu rivayetin de değişik versiyonları vardır:

A -Yahudi Nitavus, tutuklamak amacıyla İsa’nın evine girdi, ama O’nu bulamadı. Bunun üzerine Allah onu İsa’ya benzetti. Çıkınca, onu İsa sanıp götürdüler ve çarmıha gerdiler.

B - Yahudiler İsa’yı tutuklayınca başına bir gözcü diktiler. Ancak İsa, inanılmaz bir biçimde göğe kaldırıldı. Gözcü ise Allah tarafından İsa’ya benzetildi. Bu adamı İsa sanıp astılar. O, “Ben İsa değilim!” diye haykırıyordu.

C - İsa’nın arkadaşlarından birine, cennete gireceği vaat edildi. O da, İsa’nın yerine ölmeye razı oldu. Allah tarafından İsa’ya benzetildi ve çarmıha gerildi. İsa ise göğe kaldırıldı.

D - İsa’nın izleyicilerinden biri, (Yahuda kastediliyor) ihanet edip O’nu ele vermek için Yahudiler’le birlikte geldi. İsa’yı almak için geldiklerinde Allah onu İsa’ya benzetti. İşte bu adam öldürülüp çarmıha gerildi.

Ebu Cafer el-Taberî, “Camiu’l-Beyan” adlı tefsirinde, bu konudaki rivayetleri şöyle sıralıyor:

Birinci rivayet: Bazıları şöyle dediler: Yahudiler, İsa ve arkadaşlarını kuşattıklarında arkadaşları İsa’nın çevresini sardılar. O an hepsi İsa’nın biçimine dönüştürüldüklerinden, kimse İsa’nın kim olduğunu kestiremiyordu. İsa’yı öldürmek isteyenler şaşkına döndüler. Onlardan birini İsa sanıp öldürdüler.

İkinci rivayet: İbnu Hamiyye’den rivayet edilmektedir. Ona Yakub el-Kummî, ona da Vehb b. Munebbih bildirdi: İsa ve on yedi havarisi bir eve girdiklerinde kuşatıldılar. Yahudiler içeri girince Allah onların tümünü İsa’ya benzetti. O zaman Yahudiler, “Bizi büyülediniz! Ya İsa ortaya çıkar, ya da hepinizi öldürürüz” dediler. Bunun üzerine İsa arkadaşlarına, “Kim bugün canını cennet karşılığı satar?” dedi. Onlardan biri “Ben!” karşılığını verdi. “Ben İsa’yım” diyen bu adamı götürüp çarmıha gerdiler. İsa’yı öldürdüklerini sanıyorlardı. Oysa Allah İsa’yı o gün göğe çıkardı.

Üçüncü rivayet: Muhammet b. el-Hüseyn’den rivayet olunmuştur. Ona Ahmed b. el-Mufassil, ona Esbât, ona da Suddî bildirdi: İsrail oğulları İsa ve yanında bulunan on dokuz havarisini evde kuşattıklarında içlerinden biri İsa’nın şekline girdi. İsa ise göğe çıkarıldı. Havariler dışarı çıktıkları zaman Yahudiler onların on dokuz kişi olduklarını gördüler. Havariler onlara, İsa’nın göğe çıkarıldığını bildirdiler. Bunun üzerine topluluğu saymaya başladılar. Her seferinde bir kişi eksik çıkıyordu. İçlerinde İsa biçiminde birisini görünce şüpheye düştüler. İsa sandıkları için onu çarmıha gerdiler.

Dördüncü rivayet: İbnu Humeyd’den rivayet olunmuştur. Ona Seleme, ona da İshak bildirdi: Öldürmesi için İsa’ya adam yollayan İsrail oğullarının Kralı Davud adında birisiydi. Yahudiler O’nu öldürmek için anlaşınca kimse bundan İsa kadar korkmadı. Şöyle dediğini anlatırlar: “Ey Allah’ım! Şu kâseyi kullarının herhangi birinden çekmen mümkünse, benden çek.” Hatta derisi bu sıkıntıdan ötürü sanki kan salgılarmış. Arkadaşları ile birlikte Yahudiler’in kendisini öldürmeyi kararlaştırdıkları yere gelince arkadaşlarından birisini kendisine benzetti. Yahudiler de tutup onu çarmıha gerdiler.

Beşinci rivayet: Seleme’den rivayet olunmuştur. Ona Müslüman olmuş bir Hristiyan söylemiş: İsa, kendisine Tanrı’nın“Seni yanıma yükselteceğim” ayeti ulaştığında, “Ey Havariler!” dedi. “Bana benzetilip yerime öldürülmek koşuluyla kim cennette yoldaşım olmak ister?” Georgius, “Ben, ey Tanrı’nın Ruhu!” dedi. İsa ona, “Oturduğun yerde kal” cevabını verdi. Arkasından İsa göğe kaldırıldı. (Yahudiler) içeri girdiklerinde İsa yerine onu alıp götürdüler ve çarmıha gerdiler (Camiu’l-Beyan 6:12-14).

Tefsîru’s-Sanusî’nin birinci cildinde Malik’ten gelen şöyle bir rivayet vardır: Mesih’in gerçekten ölmüş olması da olasıdır. O, ahir zamanda yaşayacak ve Deccal’i öldürecektir.

İbnu Kesîr’in tefsirinde ise İdris’ten gelen şu rivayeti okuyoruz: Mesih üç gün süreyle öldü, sonra Allah O’nu diriltip kaldırdı.

İhvanu’s-Safâ’ya göre ise durum şöyle: Mesih öldü ve çarmıha gerildi. Daha sonra da dirilip kendininkilere göründü (Rasailu Ihvan al-Safâ, C:4, S:30). Çarmıha gerilen kişinin adında da anlaşmazlığa düştüler; kimisi Titavos, kimisi Georgius, kimisi de “havarilerden biri” diyor.

Pek azı dışında Kuran tefsircileri, bildirdikleri rivayetlerde bu saydıklarımızdan daha başarılı olamadılar. Celaluddin Suyutî, “Celâlân” isimli tefsirinde Kuran’ın “...ama onlara öyle geldi” ayetini şöyle açıklıyor: “İsa’ya benzetilmiş olan maktul, O’nun arkadaşlarından biridir. Allah onu İsa’ya benzetti. Onlar da onu İsa sandılar ve öldürüp çarmıha gerdiler. O’nun hakkında anlaşmazlığa düşenler, O’nu öldürdüklerinde şüphe etmektedirler (bk. Nisâ 157). Yani, İsa hakkında anlaşmazlığa düşenler, O’nu öldürdüklerinde şüphe etmektedirler. Çünkü, bazıları ölüyü görünce, “Yüz, İsa’nın yüzü ama beden O’nunki değil”; bazıları da, “O, o” dediler (Celâlân, 5: 139).

Bu konuda Beydâvi şöyle diyor: “Rivayet edildiğine göre Yahudiler’den bir topluluk İsa ve annesine küfredince maymunlara, domuzlara dönüştüler. Bunun üzerine Yahudiler İsa’yı öldürmeye karar verdiler. Allah İsa’ya kendisini göğe kaldıracağını bildirdi. O zaman İsa arkadaşlarına, ‘Kim bana benzetilip çarmıha gerilmeye, sonunda da cennete girmeye razı olur?’ dedi. İçlerinden biri kalktı ve Allah tarafından İsa’ya benzetildi. İşte çarmıha gerilip öldürülen budur.”

Zemahşeri’ye göre ise; Yahudiler onun İsa olduğunu sandılar. Ya da onlara öyle sandırıldı. “İsa diri değil, ölüdür. Hayır, hayır, diridir; çünkü Allah O’nu kendi katına yükseltti” dediler.

Kuşkusuz rivayetlerdeki bu farklılık, İsa’nın bedeninin yeryüzündeki son durumu ile ilgili Kuran’da açık bir ifadenin bulunmayışından kaynaklanmaktadır.

Ancak, Kuran her ne kadar Mesih’in çarmıha gerildiğini reddediyorsa da, ilginç bir biçimde onun „ölüm“ünden söz ediyor. Mesih’in sonunu, Kuran ayetleri ışığında incelediğimizde, O’nun öldüğünü ya da öleceğini bildiren üç ifade ile karşılaşırız. Bunların biri ölümü “TUVUFFIYA” fiili, diğer ikisi de öldürmek anlamına gelen “KATELE” fiili ile vurguluyor.

1. “Doğduğum gün de, öleceğim gün de, diri olarak kaldırılacağım gün de esenlik üzerimdedir” (Meryem 33). Bu ifadede, Mesih’in beden alıp ölmesine ve sonunda dirileceğine ilişkin açık bir vurgu vardır.

2. “Ey İsa, seni öldürecek olan benim. Seni kendime yükseltip kaldıracak, seni küfredenlerin içinden tertemiz çıkaracak ve seni izleyenleri kıyamet gününe kadar küfredenlerin üstünde tutacak olan da benim...” (Âl-i İmrân 55).

3. “Allah, ‘Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara Allah’ı bırakıp da, beni ve anamı iki tanrı edininiz diyen sen misin?’ dediği zaman O, şöyle dedi: ‘Seni kutsarım... Onlara senin emrettiğinden başkasını söylemedim, (hem benim, hem de sizin) Rabbimiz olan Allah’a kulluk edin.’ dedim. Beni öldürünce onların gözetleyicisi yalnız sen oldun”(Maide 116-117).

4. “Musa’ya o Kitap’ı verdik, ondan sonra da birbiri ardınca peygamberlikler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya da açık mucizeler verdik. O’nu Kutsal Ruh ile destekledik. Size ne zaman bir peygamber hoşlanmadığınız bir şey getirse kibirlenecek, kimini yalanlayıp, kimini öldürecek misiniz?” (Bakara 87).

Buradaki “öldürecek misiniz” sözünde hiçbir kapalılık yoktur. Başka bir anlama da çekilemez. Madem Kuran, Mesih’in nasıl öldürüldüğünü anlatmıyor. O halde, İncil bu konuda başvurulabilecek tek kaynaktır.

Kutsal İncil, Mesih İsa’nın Yahudi önderlerinin çabalarıyla çarmıha gerilerek öldürüldüğünü bizlere ayrıntılı olarak anlatır. Yuhanna İncili’inde şu ayetleri okuyoruz: “Bunun üzerine Başkâhinler ve Ferisiler, Yüksek Kurul’u toplayıp dediler ki, ‘Ne yapacağız? Bu adam birçok mucizeler yapıyor. O’nu böyle kendi başına bırakırsak, herkes O’na iman edecek. Romalılar da gelip yerimizi ve ulusumuzu ortadan kaldıracaklar.’ İçlerinden biri, o yılın Başkâhini olan Kayafa, ‘Hiçbir şey bilmiyorsunuz’ dedi. ‘Bütün ulus yok olacağına, halk uğruna bir tek adamın ölmesi sizin için daha uygun. Bunu anlamıyor musunuz?’” (Yuhanna 11:47-50)

Gerçekten de Yahudi önderleri İsa’nın çarmıha gerilip ölmesinden, nihayet kabre konulmasından sonra sevinmişler, böylece İsa’dan da, O’nun öğretisinden de sonsuza kadar kurtulduklarını sanmışlar, O’nun feci ölümünün, izleyicilerini artık her türlü etkinlikten caydıracağını ummuşlardı. Ancak, Tanrı’nın iradesi, kibirli Yahudiler’in arzularına ters bir şekilde gerçekleşti. Mesih’in çarmıh üzerindeki kurtulmalık ölümü çok geçmeden kendine binlerce kişiyi çekti. Böylece bir peygamberlik gerçekleşiyordu: “...yerden yukarı kaldırıldığım zaman bütün insanları kendime çekeceğim”(Yuhanna 12:32).

Kendilerine vermiş olduğu yetki gereğince Mesih’in elçileri de olağanüstü şeyler yaptılar: “Tanrı, Pavlus’un eliyle olağanüstü mucizeler yaratıyordu. Şöyle ki, Pavlus’un bedenine değmiş olan mendiller ya da peştemaller hasta olanlara götürüldüğünde, hastalıkları yok oluyor, kötü ruhlar içlerinden çıkıyordu” (Elçilerin İşleri 19:11-12).Eğer bunu böyle olduğunu kabul edecek olursak mantık açısından akıllarda bir çok açıklanamayan soru olur.İşte sorulardan iki tanesi neden İsa'nın yerine başkası ölmek zorundaydı? Eğer Tanrı kendi peygamberinin ölümüne izin vermez derseniz,Kuran ile çelişmiş olursunuz.

Çünkü Bakara suresinin 87. ayetinde ''Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik. Ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da mucizeler verdik. Ve onu, Rûhu'l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik. (Ne var ki) gönlünüzün arzulamadığı şeyleri söyleyen bir elçi geldikçe ona karşı büyüklük tasladınız. (Size gelen) peygamberlerden bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürdünüz.'' peygamberlerin öldürüldüğü yazılmıştır.

İkinci soru ise Tanrı neden 600 yıl insanları saptırmıştır? Çünkü Hıristiyanların inanç temeli İsa'nın çarmıhta ölüp üç gün sonra dirilmesidir.Neden İsa'nın ölmediğini altı asır sonra Kuranda bildirdi?Bu sorular İslam aleminde cevapsız kalıyor.

Müslüman bilginlerin çelişkili görüşleri ve  Kuran'ın rezaletvari açıklamaları Mesih’in ölümüne ilişkin Kuran ayetlerinin tefsirinde anlaşmazlığa düşmeleri nedeniyle samimi bir araştırıcı, bu konuda yoruma ihtiyacı olmayan İncil metinlerine başvurmaktan başka çare bulamayacaktır. İncil’de Mesih’in ölümü, dirilişi ve göğe çıkışı üzerinde en ufak bir çelişki yoktur.İncil'de ve Tarihi kayıtlara göre daha net açıklama için bkz.İncil ve Tarihe Dayalı İsa'nın Ölümü,ayrıca İsa'nın neden çarmıhta öldüğüne de buradan bakabilirsiniz.İsa Çarmıhta Neden Öldü?
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Facebook Reklam

Blogger Template by Clairvo