12.12.2013

Tanrı neden doğal afet gönderir?

Bazı insanlar şöyle diyor: “Dünyayı Tanrı yönettiğine göre doğal afetlerin kaynağı da O olmalı. Bu şekilde kötüleri cezalandırıyor.”

Kutsal Kitap ne diyor?: “Bütün dünya kötü olanın elinde bulunuyor” (1. Yuhanna 5:19). Ayette bahsedilen “kötü olan” kimdir? Kutsal Kitap onun “Şeytan” olduğunu söyler (Matta 13:19; Markos 4:15). Buna inanmak size zor mu geliyor? Şöyle düşünelim: Şeytan’ın bu dünyayı etkileme gücü olduğunu kabul edersek, onun insanları tıpkı kendisi gibi bencil, açgözlü ve sağgörüsüz olmaya yöneltmesi gerekmez mi? Yeryüzüne baktığımızda insanların içinde yaşadıkları çevreye zarar vermesinin başka bir açıklaması olabilir mi? Birçok uzman çevrenin bu şekilde zarar görmesinin etkileri konusunda uyarıda bulunuyor. Onlar yaşanan doğal afetlerin, bu afetlerin giderek daha şiddetli hale gelmesinin ve insanların yaşananlar karşısında böyle çaresiz ve korunmasız kalmasının ardında çevrenin tahrip edilmesinin olabileceğini söylüyor.

O halde Yaratıcımız, dünyayı Şeytan’ın yönetmesine neden izin veriyor? Cevabı bulmak için insanlık tarihinin başlangıcına, yani ilk ana babamızın Tanrı’nın yönetimine isyan ettiği zamana gitmeliyiz. O zamandan beri insanların çoğu Tanrı’ya karşı gelerek benzer bir tutum sergilemektedir. Bunun sonucunda dünyanın kontrolü Şeytan’ın eline geçmiştir. İsa bu nedenle Şeytan’ı “bu dünyanın hükümdarı” olarak adlandırdı (Yuhanna 14:30). Peki Şeytan’ın yönetimi sonsuza dek sürecek mi? Hayır!

Tanrımız , Şeytan’ın yol açtığı acılara karşı ilgisiz değildir. Aslında Yaratıcımız, insanların acı çekmesine çok üzülüyor. Örneğin Kutsal Yazılara göre İsrailoğulları yaşadıkları zorluklar nedeniyle ‘ne zaman sıkılsalar Yehova da sıkılmıştı’ (İşaya 63:9). Merhametli Yaratıcımız, Şeytan’ın gaddar yönetimine çok yakında son vermek için bir düzenleme yaptı. O’nun kral olarak tayin ettiği İsa Mesih sonsuza dek doğruluk ve adaletle hüküm sürecek.

Sizin için önemi: Şeytan’ın yönetimi insanları doğal afetlerden korumak konusunda yetersizdir, fakat İsa’nın yönetimi bunu başaracak. İsa bir keresinde öğrencilerinin şiddetli bir fırtınadan zarar görmesine engel olmuştu. Kutsal Kitap şöyle der: “[İsa] rüzgârı azarladı ve suya, ‘Dur, sakin ol!’ dedi. Rüzgâr hafifledi, ortalık sütliman oldu.” O zaman öğrenciler birbirlerine şöyle dediler: “Bu adam gerçekten kim ki, rüzgâr da su da onun sözünü dinliyor?” (Markos 4:37-41). Yaşanan bu olay, İsa’nın yönetiminde tüm itaatli insanların korunacağına dair bize güvence veriyor (Daniel 7:13, 14).

Kutsal Kitap Şeytan Hakkında Ne Öğretir?

Hristiyanlıkta şeytan Tanrıya karşı gelmiş asi bir melektir. Tanrı ilk yaratıldığında bilgelik ve eksiksiz mükemmel bir melek olrak yaratılmıştı. Tanrı onu çeşit çeşit değerli taşlarla bezemişti (Hezekiel 28:11-14). Tanrı şeytanın melek olarak yarattığında ona sabah yıldızı olarak Lüsifer ismini vermişti (Yeşeya 14:12). Başta melek olan şeytan bu güzelliği ve konumundan ötürü Tanrıya karşı kibirlenerek Tanrınınkinin üstünde olan tahta oturmaya karar vermişti (Hezekiel 28:15). 

Şeytan'ın kibri düşüşüne neden olmuştu. Yeşaya 14:12-15’de birçok “yapacağım, edeceğim” türünden birçok söz söylemesine dikkat edin. Tanrı, günahından ötürü şeytanı cennetten atmıştı.

Şeytan bu dünyanın yöneticisi ve havadaki hükümranlığın yöneticisi oldu (Yuhanna 12:31; 2 Korintliler 4:4; Efesliler 2:2). Şeytan suçlayıcı (Vahiy 12:10), ayartıcı (Matta 4:3; 1 Selanikliler 3:5) ve kandırıcıdır (Yaratılış 3; 2 Korintliler 4:4; Vahiy 20:3). İsmi bile “düşman” ya da “karşı çıkan” anlamına gelir. Unvanlarından başka bir tanesi olan şeytan da, “iftiracı” anlamına gelir.

Şeytan cennetten atıldığında o cehenneme gönderilmişti. İsa'nın gelişine dek orada bağlanmıştı (Vahiy 20). Bin yıl gelmeden önce, şeytanların insanlara eziyet edeceğini söylemektedir (Vahiy 20:10). Cehennemi hak edenlerin işkencecilere teslim edeceğini açıklamıştır (Matta 18:34). Ancak bin yıl olduğunda şeytan ve yardımcıları ateş gölüne atılıp sonsuza kadar orada kalacaktır (Vahiy 20:1-2).

Cehennem Gerçeği

Cehennem gerçek midir? Cehennem sonsuza dek midir?

Cennetin varlığına inanan insanların cehennemin varlığına inanan insanlara oranla çok daha yüksek sayıda olması ilginçtir. Ancak Kutsal Kitap’a göre, cehennem de cennet kadar gerçektir. Kutsal Kitap cehennemin kötülerin/inanlı olmayan kişilerin öldükten sonra gönderildikleri gerçek bir yer olduğunu çok açık bir şekilde bildirir. Hepimiz Tanrı’ya karşı günah işledik (Romalılar 3:23). Bu günahın adil cezası ölümdür (Romalılar 6:23). Bütün günahımız nihai olarak Tanrı’ya karşı olduğundan (Mezmur 51:4) ve Tanrı sonsuz bir Varlık olduğundan günahın cezası olan ölümün de sonsuz olması lazımdır. Cehennem, günahımızdan ötürü hak etmiş olduğumuz sonsuz ölümdür.

Ölen kötülerin cehennemdeki cezası Kutsal Yazılar’da, “sonsuz ateş” (Matta 25:41), “sönmeyen ateş” (Matta 3:12), “utanç ve sonsuz iğrençlik” (Daniel 12:2), “yakan ateşin hiç sönmediği bir yer” (Markos 9:44-49), “azap” ve “ateş” yeri (Luka 16:23-24), “sonsuza dek mahvolma yeri” (2 Selanikliler 1:9), “dumanlarının sonsuza dek tüteceği bir yer” (Vahiy 14:10-11) ve “kötülerin sonsuzlara dek işkence çektiği ateş ve kükürt gölü” olarak tanımlanmıştır. 
read more

1.12.2013

İsa Hindistan'a mı gitti?

Günümüzün yeni dini New Age takipçileri İsa'nın Hindu uzmanlarından öğrenmek için çocukluğunda Hindistan'a gittiğini iddia ederler. İddaya göre İsa'nın Hindistan'dan sonra İsrail'e gittiği ve bu uzmanlardan öğrendiği mucizeleri ve doktrinleri insanlara öğrettiğidir. Şimdi bu neden söyleniyor olabilir. Bunun nedeni sayıca takipçisi az olan Hindu öğretisi doğru öğretisi ve inanları ile fazla olan İsa Mesih'ten yararlanarak kendine pay çıkarıp kendisini doğrulatmak amacı vardır. Eğer iddaları doğruysa İsa'nın öğretileri Hindu öğretisi olduğu ve Hindu öğretisiyle kurtuluşa sahip olunacağı söyleyerek yarar sağlamaya çalışırlar. Eğer doğruysa!

İddaanın Yanlışları

1. İsa'nın Tanrı hakkında öğrettikleri Hindu uzmanları gibi çok tanrıcı (panteist) bir öğretisi olmamıştı. İsa Tanrı hakkında daima Yahudilerin inandığı tek Tanrı inancını eski ahiti işaret ederek anlatmıştır. (Markos 12:29)

2. İsa'nın Hindistan'da okuduğuna dair hiçbir kanıt yoktur. Ama İncil'de İsa'nın doğrudan adresi olmasada İsa'nın on iki yaşında Filistin'de olduğuna dair bilgimiz var (Luka 2:1-52).

3. İsa hem insan hemde Tanrıydı. Tanrının herşeyi bilmesi gibi o da biliyordu. Ama yetişkin çağına gelene kadar elbette bilgelikte gelişiyor ve büyüyordu. İsa toplumda herkesin bir meskeği olduğu gibi onun mesleği de marangozluktu (Markos 6:3) ve bir marangozun oğluydu (Matta 13:55).Yahudilerde babaların oğullarına ticaret öğretmesi bir gelenekti. İsa da babasından filistinde marangozluk öğrenerek yetişiyordu. Marangozluğun İsa'nın benzetmeleinde ve öğretilerinde de büyük etkisi olmuştu. Örneğin, O kum uzerine değil de kaya üzerine inşa eden evin sağlam olacağını söyledi (Matta 7:24-27).

4. İsa'nın Hindistan'a gittiğini çürütmek için Luka 4:16 önemli bir metindir. Onun görevinin ilk başında Nasıra'ya geldi ve Şabat gününde Havraya gitti ve okumak için ayağa kalktı. İsa Nasıra'ya kadar geldi Hindistan'a değil ve Sinagogu ziyaret etti Hindu tapınaklarını değil.

5. Ayrıca İsa Mesih'in eski ahiti okuması dikkat çekicidir. İsa sık sık eski ahit için saygı gösterirdi (Matta 5:18). İsa insanları sahte tanrılar ve dini sistemler hakkında uyarıyordu (Mısır'dan Çıkış 20:2-3 ; 34:14, Yasanın Tekrarı 6:14 ; 13:10). Bu Hinduizm'i içerir. Eski ahit açıkça diğer yaratıcılardan doğu (hindu) panteizmden farklı olarak aydınlanma ile değil kurtuluşa ihtiyacımız olduğunu öğretir.

Kaynak:christiananswers.net
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Facebook Reklam

Blogger Template by Clairvo