Soru:Müslümanların iddiasına göre İncil yazarları İsa’yı hiç
görmediler mi?Bu iddialar doğru olabilir mi? İncil yazarları İsa’nın öğrencileri değil
miydi?
Cevap:İncil, İsa hakkındaki başlıca tarihsel kaynaktır. Bu yüzden on dokuzuncu ve yirminci yüzyılda birçok eleştirmen,İncil belgelerinin güvenilirliğine saldırmıştır. Tarihsel temeli olmayan ya da arkeolojik araştırmalar ve buluşlarla modası geçmiş sayılan bu türden bir çok suçlama vardır.
Maide : 46. Kendinden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı olarak peygamberlerin izleri üzerine, Meryem oğlu İsa'yı arkalarından gönderdik. Ve ona, içinde doğruya rehberlik ve nûr bulunmak, önündeki Tevrat'ı tasdik etmek, sakınanlara bir hidayet ve öğüt olmak üzere İncil 'i verdik.
Ancak Kitap olarak İsa Mesih İncil yazmamıştır ve İsa Mesih'in yaşadığı dönemde İncil de yazılmamıştır,çünkü İsa Mesih'in kendisi Tanrının sözüydü ve bu insanlara yeterliydi.Fakat İsa'nın ölümünden sonra İsa Mesih sözlerini elçilerine emanet etmişti ve onları Kutsal Ruh'un gücüyle kendisine tanıklar olmak üzere atamıştı.
Elç.1: 1-2 Ey Teofilos, İlk kitabımda İsa'nın yapıp öğretmeye başladığı her şeyi, seçmiş olduğu elçilere Kutsal Ruh aracılığıyla buyruklar verip yukarı alındığı güne dek olanları yazmıştım.
Mat.10: 20 Çünkü konuşan siz değil, aracılığınızla konuşan Babanız'ın Ruhu olacak.
1.Petrus 1:12. Bu gerçekleri gökten gönderilen Kutsal Ruh'un gücüyle size Müjde'yi iletenler bildirdi.
2.Pe.1: 20-21. Öncelikle şunu bilin ki, Kutsal Yazılar'daki hiçbir peygamberlik sözü kimsenin özel yorumu değildir.Çünkü hiçbir peygamberlik sözü insan isteğinden kaynaklanmadı. Kutsal Ruh tarafından yöneltilen insanlar Tanrı'nın sözlerini ilettiler.
Elçiler de Kutsal Ruh'un denetimi altında yazarak tanık oldukları olayları ve kendi ifade tarzları ile birleştirerek Tanrı'nın istediği sözleri yazmışlardır.
O zaman İncil yazarları kimlerdi ve İsa'yı görmemişler miydi?
İncil yazarlarının İsa'yı hiç görmedikleri iddiasını ortaya atanlar ya çok cahil ya İncil'i bir kere okumamış biri yada bir iftiracıdır.Eğer İncil'i bir kere okumuş olsa bu iddiayı dile getirmezdi.
Önce İsa Mesih'in öğrencilerini görelim; Luk.6: 13-16 Gün doğunca öğrencilerini yanına çağırdı ve onların arasından, elçi diye adlandırdığı şu on iki kişiyi seçti: Petrus adını verdiği Simun, onun kardeşi Andreas, Yakup, Yuhanna, Filipus, Bartalmay, Matta , Tomas, Alfay oğlu Yakup, Yurtsever diye tanınan Simun, Yakup oğlu Yahuda ve İsa'ya ihanet eden Yahuda İskariot.
Kutsal Kitap Yazarları Kimlerdir?
Kutsal Kitap yazarlarından sekizi onun hakkında birçok şey yazmıştır. Onların hepsi İsa’yla aynı dönemde yaşamış ve bize onun öğrettiklerini anlatmışlardır. Bu sekiz kişinin isimlerini şöyledir.Onlardan dördü Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’dır. Diğer dördü ise Petrus, Yakup, Yahuda ve Pavlus’tur.
Önce İsa’nın 12 elçisi arasında bulunan üç yazardan söz edelim.Bunlar Petrus,Yuhanna ve Matta'dır.
Elçi Petrus Kimdir?
St.Petrus |
İsa, Hıristiyanlık dinini sağlam temellere oturtmakta oynadığı önemli rolü belirtmek için ona taş anlamına gelen Petrus ismini vermişti. Havarilerin birincisi olan Petrus, karşılaştığı birçok tehlikeye rağmen Hıristiyanlığı yaymak için çok yer gezdi. Baskılar artınca Kudüs'ü terk etti, Antakya'ya sonra Roma'ya gitti ve orada bir süre yerleşti. Roma'da çıkan büyük yangından sorumlu tutularak yakalandı ve imparator Neron tarafından çarmıha gerilmek suretiyle M.S 68 yılında şehit edildi(1).Elçi Petrus da sözleriyle bunu şu şekilde kanıtlıyor. 2.Pe.1: 16 Rabbimiz İsa Mesih'in kudretini ve gelişini size bildirirken uydurma masallara başvurmadık. O'nun görkemini gözlerimizle gördük. Elçi Petrus,1.Petrus'un Mektubu ve 2.Petrus'un Mektubunu yazmıştır. Yazıldığı yer:Babil-Tamamlandığı Tarih:MS y. 62-64 Petrus’un mektubu yazan kişi olduğu girişindeki sözlerden anlaşılır. Üstelik Irenaeus, İskenderiyeli Clemens, Origenes ve Tertullianus da bu mektuptan alıntı yaparken yazarın Petrus olduğunu belirtmiştir.(2)Birinci Petruskitabının gerçekliği ilhamla yazılmış diğer mektuplar kadar sağlam şekilde doğrulanmıştır. Eusebios, kilisenin ihtiyarlarının mektuptan bol bol alıntı yaptıklarını söyler; dolayısıyla onun zamanında (MS y. 260-342) mektubun gerçekliği kesin olarak kabul ediliyordu. İkinci yüzyılın başlarında yaşayan İgnatios, Hermas ve Barnabas bu mektuptan alıntı yaptı.(3) Birinci Petrus ilhamla yazılan Kutsal Yazıların geri kalanıyla tamamen uyumludur ve Anadolu’da yer alan bölgeler olan “Pontus, Galatya, Kapadokya, Asya ve Bitinya eyaletlerine dağılmış, gurbet hayatı yaşayan” hem Yahudiler hem de Yahudi olmayan Hıristiyanlar için etkili bir mesaj içerir. Mektup ne zaman yazıldı? Mektupta kullanılan ifadeler İsa’nın takipçilerinin, putperest kişiler ya da iman etmeyen Yahudiler nedeniyle sınavlarla mücadele ettiğini, fakat Neron’un MS 64’teki zulüm dalgasının henüz başlamamış olduğunu gösteriyor. Petrus’un, mektubu tam bu zulüm dalgasından önce, yani muhtemelen MS 62 ila 64’te yazdığı açıktır. Markos’un hâlâ Petrus’la birlikte olması da bu görüşü doğrular. Pavlus Roma’da ilk hapsedildiğinde (MS y. 59-61) Markos onun yanındaydı, fakat Anadolu’ya gitmek üzereydi; Pavlus ikinci kez hapsedildiğinde ise (MS y. 65) Markos tekrar Roma’ya, Pavlus’un yanına gelmek üzereydi (1. Pet. 5:13; Kol. 4:10;2. Tim. 4:11). Aradaki zamanda da Babil’de Petrus’la birlikte vakit geçirme fırsatı olacaktı. Birinci Petrus kitabı nerede yazıldı? Mukaddes Kitap yorumcuları kitabın gerçekliği, kutsal metinlerde yer alması, yazarı ve yazıldığı yaklaşık tarih hakkında fikir birliği içinde olsalar da yazıldığı yer hakkında aynı fikirde değiller. Bizzat Petrus’un tanıklığına göre o, birinci mektubunu Babil’deyken kaleme aldı (1. Pet. 5:13). Fakat bazıları “Babil”in Roma için kullanılan şifreli bir isim olduğunu söyleyerek onun mektubunu Roma’dan yazdığını ileri sürüyor. Ancak kanıtlar bu görüşü desteklemiyor. Babil ismiyle Roma’nın kastedildiği Mukaddes Kitabın hiçbir yerinde belirtilmez. Petrus mektubunu gerçek Pontus, Galatya, Kapadokya, Asya ve Bitinya’daki kişilere yazdığından, mektubun devamında Babil’e değindiğinde mantıken gerçekten de Babil’i kastetmiş olması gerekir. Ayrıca Petrus’un Babil’de olması için geçerli nedenler vardı. Ona “iyi haberi sünnetlilere bildirme işi” verilmişti ve Babil’de çok sayıda Yahudi vardı (Gal. 2:7-9). Bir Yahudi ansiklopedisi Babil Talmudu’nun hazırlanışını ele alırken, Miladi Tarihte “Babil’de büyük [Yahudi] akademileri” olduğundan söz eder(4) Elçi Yuhanna Kimdir?
Elçi Yuhanna Kutsal Yazılardaki beş kitabı yazdı.Bunlar Yuhanna İncil'i,1.,2.3.Yuhanna Mektubu ve Vahiy kitabıdır.Yuhanna, öğrencilerin Efendileri İsa’yla yedikleri son akşam yemeğinde İsa’nın yanında oturuyordu. Daha sonra İsa ölürken de onun yanındaydı.(Yuhanna 13:23-26; 19:26)Kutsal Kitapta İncil olarak adlandırılan ve İsa’nın yaşamını anlatan dört kayıt bulunur. Bunlardan Yuhanna İncilini o yazdı. Bunun yanında İsa’nın kendisine verdiği görüntüyü kaleme alarak Vahiy kitabını ve kendi adını taşıyan üç mektubu yazdı. Yazıldığı Yer: Efesos ya da civarı-Tamamlandığı Tarih: MS y. 98
İsa’nın elçileri arasındaki üçüncü Kutsal Kitap yazarı Matta’ydı. O daha önce bir vergi tahsildarıydı.Bu isim büyük ihtimalle “Yehova’nın Armağanı” anlamına gelen “Mattitya” isminin kısaltılmış haliydi. Matta, İsa’nın seçtiği 12 elçiden biriydi. Efendisi Tanrı’nın Krallığını duyurarak ve öğreterek Filistin diyarını baştan başa dolaşırken Matta’nın onunla yakın, sıcak bir ilişkisi vardı. Mattaİsa’nın öğrencisi olmadan önce vergi tahsildarıydı. Bu, Yahudilere özgür olmadıklarını, Roma İmparatorluğunun yönetiminde yaşadıklarını devamlı hatırlattığı için hor görülen bir işti. Alfeos’un oğlu olan Matta, Levi olarak da tanınıyordu. İsa onu takipçisi olmaya davet ettiğinde bu daveti istekle kabul etti. İsa Mesih'in 12 havarisi arasında onu da görüyoruz. Mat.9: 9-10 İsa oradan geçerken, vergi toplama yerinde oturan birini gördü. Matta adındaki bu adama, "Ardımdan gel" dedi. Adam da kalkıp İsa'nın ardından gitti.Sonra İsa, Matta 'nın evinde sofrada otururken, birçok vergi görevlisiyle günahkâr gelip O'nunla ve öğrencileriyle birlikte sofraya oturdu. Matta’ya atfedilen İncil'de, yazarın Matta olduğundan söz edilmiyorsa da ilk kilise tarihçilerinin çoğu bunu doğruluyor. Yazarının kimliğini bundan daha net ortaya koyan ve bunun oy birliğiyle kabul edildiği başka bir antik kitap herhalde yoktur. Hierapolisli Papias’ın dönemi kadar eski bir tarihte (MS ikinci yüzyılın başı) bu İncilin Mattatarafından yazıldığına ve Tanrı’nın Sözünün bir kısmı olduğuna tanıklık eden bir dizi şahit vardı. Bir başvuru kitabında şu sözler yer aldı: “İustinos, Diognetos’a Mektup’un yazarı, (Otto’nun Justin Martyr [İustinos] adlı kitabının II. cildine bakın), Hegesippos, Irenaeus, Tatianos, Athenagoras, Theophilos, Clemens, Tertullianus ve Origenes Matta’dan alıntı yapmıştır. Sadece alıntı yapılmasından değil, alıntıların niteliğinden, herkesçe kabul edilen bir otorite olarak kayda rahatça gönderme yapmalarından, en ufak bir şüphe tohumuna bile yer vermemelerinden dolayı da elimizdeki kitabın herhangi bir ani değişime uğramadığının kanıtlandığını düşünüyoruz”(6). Matta’nın bir elçi olması ve dolayısıyla Tanrı’nın ruhuyla yönlendirilmesi, yazdıklarının güvenilir kayıtlar olduğunu gösteriyor. Matta, bu İncili Filistin’de kaleme aldı. Kitabın yazıldığı tarih tam olarak bilinmiyor, fakat (tümü MS 10. yüzyıl sonrasına tarihlendirilen) bazı elyazmalarının sonundaki açıklamalar kitabın MS 41’de yazıldığını belirtiyor. Matta’nın, başta İncilini o dönemde halkın konuştuğu İbrani dilinde yazıp sonra Yunancaya tercüme ettiğine dair kanıtlar vardır. Hieronymus, De viris inlustribus (Ünlü Adamlar Üzerine) adlı eserinin III. bölümünde şunları belirtti: “Vergi tahsildarıyken elçi seçilen, diğer adı da Levi olan Matta, Mesih’in İncilini öncelikle iman etmiş sünnetliler için Yahudiye’de İbrani dili ve yazı karakteriyle kaleme alan kişidir.”(7) Hieronymus bu İncilin İbranice metninin kendi döneminde (MS 4. ve 5. yüzyıllar) Sezariye’de, Pamphilos’un derlediği kütüphanede korunduğunu da sözlerine ekliyor. Eusebios, üçüncü yüzyılın başında İncilleri ele alan Origenes’ten alıntı yaparak şunları söyledi: “İlk incili . . . .Matta yazmıştı . . . . o, bu İncili Yahudilikten imana gelenler için yazmış ve İbranice olarak derlemişti.”(8) Kaydın İbrahim’den başlayarak İsa’nın resmi soy hattını sıralaması, yazılırken özellikle Yahudilere hitap edildiğini gösteriyor. Ayrıca İbranice Kutsal Yazılara çok sayıda gönderme yaparak bunların gelecek Mesih’e işaret ettiğini göstermesi de bu gerçeği destekliyor. Yakup ve Yahuda Kimdir?
Diğer iki Kutsal Kitap yazarı İsa’yı özel bir şekilde tanıyordu. Onlar Yusuf ile Meryem’in çocukları, yani İsa’nın üvey kardeşleriydi. Mat.13: 55 "Marangozun oğlu değil mi bu? Annesinin adı Meryem değil mi? Yakup, Yusuf, Simun ve Yahuda O'nun kardeşleri değil mi? İsa iyi haberi duyurmaya başladığında onun öğrencisi olmadılar. Hatta İsa’nın bu işi böylesine gayretle yerine getirdiğini görünce delirdiğini düşündüler. Mar.3: 21 Yakınları bunu duyunca, "Aklını kaçırmış" diyerek O'nu almaya geldiler. Peki bu kardeşlerin adları neydi?Biri Yakup’tu. O Kutsal Kitaptaki Yakub'un mektubu kitabını yazdı. Diğeri ise Yahuda’ydı. O da Yahuda mektubu kitabını yazdı.Yakup ve Yahuda da İsa'nın kardeşleri görmemeleri imkansız. Markos ve Luka Kimdir?
Örneğin, Zeytin Ağaçları Bahçesinde o da var. Bir çarşafa sarılmış uyuyor. Rahipler Kurulunun polisi onu da yakalamak istiyor. Bütün şakirtler kaçıyor! O da kaçacak ama askerler onu çarşafından tutuyorlar. Başka çaresi yok, çarşafı bırakıp çıplak kaçıyor.(Mar 14, 43-52) Annesi ve kendisi Yeruşalem'deki ilk Hıristiyan cemaatinin üyeleridir. Sayıları pek fazla olmasa gerek.. Bazıları Celile'lidir. Diğerleri Yeruşalem'lidir. Markos galiba bu sonlardandır. Yaşamının bu devresinde Şimon Petrus'a çok yakındır. Petrus, ikinci tutuklanmasından sonra, bir mucize sayesinde özgürlüğe kavuşunca, Markos'un annesinin evine sığındı. Elç.12: 12 Petrus olanların farkına varınca Markos diye tanınan Yuhanna'nın annesi Meryem'in evine gitti. Orada birçok kişi toplanmış dua ediyordu. Markos'un,bu ilk cemaatin sayılır üyeleri arasında bir kuzeni de vardır : Havarilerin Barnabas (tesellici) adı verdikleri Yusuf.Markos bu olağanüstü ortamda büyüyor. Tüm diğer "kardeşler" gibi o da, Havariler tarafından İsa'dan, yaşamından ve iletisinden söz edildiği, aynı sofrada oturulduğu, Efkaristiya kutlandığı, birlikte dua edildiği toplantılara devamlı katılıyor. Tüm kardeşler gibi varlığını paylaşmaya davet ediliyor. Mesela, Kuzeni Barnabas'ın, bir arsasını satıp cemaatin en yoksullarına yardım edilmesi için bedelini Havarilere getirdiğine tanık oluyor. Şimdilik Petrus'u, Yakup'u ve diğerlerini dinlemekle yetiniyor. Cemaatin yaşamının olaylarını paylaşıyor: Stefanos, Filipos, Nikola adında genç aydınların gelişini; Yahudi iktidarın düşmanlığını, aksine Yeruşalem sakinlerinin cemaate sempatisini, Stefanos'un öldürülmesini, cemaatin Yeruşalem'den kaçışını. Böylece İsa'nın şakirdi olmasının tehlikelerini yaşayarak öğreniyor. Hıristiyanlığı kabul eden ilk putperest, Kayseriye'de görevde bulunan Yüzbaşı Kornelyus ile buluşmasının öyküsünü Petrus'un ağzından dinliyor. İlk zamanlarda herkes gibi o da, Müjde'nin yalnızca Yahudi'lere gönderildiğine inanıyordu. Fakat yavaş yavaş, kurtuluşun herkese sunulduğuna göre, İncil'in bütün dünyaya yayılması gerektiğini anladı. Ve bir gün Markos, Pavlus’tan söz edildiğini duyar. Etrafındaki Hıristiyanların büyük bir kısmı ona karşı kuşkuludur. O, daha biraz önce Hıristiyanlara eziyet çektirirken, şimdi onları korkak davranmakla suçluyor. Aksine, kuzeni Barnabas'ın, Pavlus'a güveni tamdır. Pavlus'a uygun zaman gelinceye kadar Tarsus'ta ailesinin yanına çekilmesini öğütleyen odur.(Elç.9:26-27) Markos bu olağanüstü ortamda büyüyor ve bu ortamdan esinlenerek Müjde'yi yaymaya çalışıyor. Çünkü o günlerde misyoner olmayan, İsa'yı ve iletisini bildirmeye çalışmayan bir Hıristiyan düşünülemezdi. Gene bu ortamda Markos Hıristiyanlığın nasıl yayıldığını duyuyor. Bir gün Barnabas, teftişe gittiği Roma İmparatorluğun en büyük kentlerden biri olan Antakya'dan dönüyor(Elç.11:22-24). Orada gördüklerine hayran kaldığını ve putperestlerin nasıl kalabalık olarak İsa'ya şakirt olduklarını anlatıyor. O kadar kalabalıklar ki kentte dikkati çekiyorlar ve onlara "Hıristiyanos" lakabı takıldı. O güne kadar Kilise'nin bir adı yoktu. Bundan sonra bu lakap kalacak ve yeni inananların gurur kaynağı olacak. Ve Barnabas, kendisi ve Pavlus ile birlikte uzun bir İncil'i yayma turnesine gönderiliyor.(Elç.13:2-3) Barnabas onlarla gelmesini Markos'a, önerdiğinde, hiç tereddüt etmiyor,Fakat (Markos) kendine fazla güvenmişti, ikinci etapta bugünkü Türkiye'nin sahillerine geldiklerinde Markos, Pavlus ve Barnabas'tan ayrılıyor ve annesine dönüyor. Fakat orada da yaşam kolay değildir. Her yerde düşmanlık, uyuşmazlık ve eziyet vardır. Buna rağmen cemaatler dayanıyor ve gelişiyor. Markos da kuvvetleniyor. Birkaç ay sonra Barnabas ile karşılaştığında çok değişmiştir. Ve Barnabas onu tekrar yanına almaya karar veriyor. Fakat Pavlus kabul etmiyor: onları ortada bırakan biriyle çalışmak istemiyor. İki Havarinin yolları ayrılıyor: Pavlus ve Silas Anadolu'ya, Barnabas ve Markos Kıbrıs'a gidiyorlar(Elç.15:36-41) Markos'un ondan sonraki yaşamından belge eksikliğinden pek bir şey bilinmiyor. Ancak bize ulaşan Pavlus ve Petrus'un mektuplarının üç metninden şunlar anlaşılıyor:Birkaç yıl sonra Markos, barıştığı Pavlus'un çevresinde Roma’dadır: tutuklu olan Pavlus, Markos'u, Küçük Asya'ya (Anadolu'ya), başladığı misyonunu devam ettirmeye gönderiyor.Biraz sonra Pavlus Timoteus'tan, ona geri dönmesini ve çok ihtiyacı olduğu Markos'u da yanına getirmesini istiyor.Son olarak Markos, Roma'da ilk öğreticisi olan Petrus'u yeniden buluyor. Çok eski yazılara göre İncil'ini orada, Petrus'un İsa 'nın, yaşamı ve öğretisi hakkında söylediklerini ayrıntılarıyla hatırlamaya çalışarak yazmıştır.(9) Bu en kısa İncil’i yukarıda anlatılan kişinin, yani Markos’un yazdığı düşünülüyor. O, İsa’nın elçileriyle birlikte çalıştı ve yaşamını iyi haberi duyurmaya adadı. Fakat Markos 12 elçiden biri değildi ve İsa’yla birlikte hizmet etmemişti. Markos İsa’nın hizmetini başından sonuna kadar canlı şekilde anlatmasını sağlayan bu detayları nereden öğrenmişti? Papias, Origenes ve Tertullianus’a göre Markos bunları yakın arkadaşı Petrus’dan öğrenmişti.(10)Petrus ona “oğlum” diyordu (1. Pet. 5:13). Petrus, Markos’un kaydettiği neredeyse tüm olayların görgü tanığıydı, bu nedenle Markos Petrus’tan diğer İncillerde olmayan birçok ek bilgi almış olabilir. Örneğin Markos, Zebedi’yle çalışan “işçiler”den, bir cüzamlının ‘diz çökerek’ İsa’ya yalvardığından, cinlerin tutsağı olmuş bir adamın ‘kendini taşlarla yaraladığından’ ve İsa’nın ‘İnsanoğlunun büyük bir kudret ve ihtişamla geleceğiyle’ ilgili peygamberlik sözlerini söylerken “Zeytinlik Dağının mabedi gören bir yerinde” oturduğundan bahsetmişti (Mar. 1:20, 40; 5:5; 13:3, 26).
Luka iyi eğitim görmüş bir doktordu. Anlaşılan o İsa öldükten sonra onun bir öğrencisi oldu. Luka İsa’nın yaşamı hakkında titiz bir araştırma yaptı ve öğrendiklerini açık ve doğru şekilde kaleme aldı. Sonra elçi Pavlus’a seyahatlerinde eşlik etti ve ayrıca Elçilerin İşleri kitabını yazdı (Luka 1:1-3; Elçiler 1:1). Elçi Pavlus Kimdir?
Pavlus İsa’nın öğrencilerini tutuklamak üzere Şam’a giderken, aniden gökten parlayan bir ışıkla kör oldu. “Saul, Saul, neden bana zulmediyorsun” diye bir ses duydu. Bu İsa’nın sesiydi. İsa Pavlus’a Şam’a gitmesini söyledi ve öğrencisi Hananya’yı Pavlus’la konuşmaya gönderdi. Sonunda Pavlus İsa’nın bir öğrencisi oldu (Elçiler 9:1-18). Kutsal Yazılarda Romalılar’dan İbraniler’e kadar olan 14 kitabı Pavlus yazdı.
Dipnotlar
(1)Kutsal Kitap Değiştirildi mi?,Daniel Wickwire.(2)Cyclopedia, McClintock ve Strong, 1981 baskısı, VIII. Cilt, 15. sayfa. (3)New Bible Dictionary, ikinci baskı, 1986, yayına hazırlayan J. D. Douglas, 918. sayfa. (4)Encyclopaedia Judaica,Jerusalem, 1971, 15. Cilt, sütun 755. Yuhanna 13:23-26; 19:26 (5)Aziz Yuhanna'nın Hayatı
(6) McClintock and Strong’s Cyclopedia,1981 baskısı, V. cilt, 895. sayfa.
(7)Leipzig, 1986, Cilt 14, s. 8, 9.
(8)Ekklesiastike Historia (Kilise Tarihi) VI, XXV, 3-6.(9)Aziz Markos'a göre İncil (10)Insight on the Scriptures, 2. Cilt, 337. sayfa. |