Soru: İsa'nın dirilişi gerçek midir? Dirilişi kurgu yada efsane değil mi?Dirilişini doğrulayacak kanıtlar var mıdır varsa nelerdir?
Eğer İsa ölümden dirilmemiş olsaydı Hristiyan inancının pek bir manası olmayacaktı; tıpkı İsa'nın da kendisinin ölümden üçüncü gün dirileceğini belirtmiş olduğu gibi. Diğer taraftan eğer İsa ölümden dirilmişse tüm iddialarının doğru ve ölümden sonra yaşam olduğunu kesin bir şekilde anlamış oluruz.
Diriliş iddialarını destekleyen pek çok kanıt vardır. Gerçekten de, Napolyon'un Waterloo'daki yenilgisinin varlığından çok daha fazla mahkemelerde kullanılan türden "resmi-yasal" kanıt vardır. Dirilişi incelemiş olanların şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya çıkardıkları belli başlı bazı sebepler vardır.
İsa'nın kendisi ölümü ve dirilişi hakkında birtakım ön bildirimlerde bulunmuş ve tüm bunlar tam olarak söylediği gibi gerçekleşmiştir.(Bkz. Yuhanna 2:19-21 ; Yuhanna 10:17 ; Yuhanna 16:16-23 ; Matta 12:40 ; Matta 16:21 ; Luka 18:31-33).
-Bu olay pek çok güvenilir tarih kaynaklarınca iyi bir şekilde tespit edilmiştir.
Tarihçiler Josephus ( İ.S. 37-110 ), Ignatius (İ.S. 50-115 ), Justin Martyr (İ.S.100-165 ) ve Tertullian (İ.S.160-220 ) dirilişin gerçekliği hakkında ikna edici olmuşlardır. Onların yazıları İncil yazarlarının açıklamalarını doğrular ki bunların en erken İ.S. 37'de ve İ.S. 64 yılını geçmeden, önde gelen İncil bilginlerince tasdik edildiğini belirtirler.
Buna ek olarak birinci ve ikinci yüzyıl tarihçileri olan Cornelius Tacitus, Suetonius, Plinius Secundus ve Samosata'lı Lucian da bu inanılmaz olayın o zamanın insanları üzerindeki etkisini kabul ve itiraf etmişlerdir.
Romalı askerler İsa'nın yattığı mezarı yakın bir şekilde koruyorlardı. Üstelik mezarın girişinde çok büyük bir kaya bulunuyordu. Romalı koruma ekibi -ki bunların çoğunlukla 16 kişiden oluştuğu yazılmıştır- İsa'nın cesedinin öğrencileri tarafından çalınmasını imkansız kılmışlardır; kaldı ki, öğrenciler de kendi hayatlarının can güvenliğinden korkmaktaydılar. Kimilerinin iddia ettiği gibi İsa'nın ölmediği fakat sadece zayıf düşürüldüğü düşünülse bile, O'nun kaçışını o büyük kaya ve askerler engellerdi.
Halsiz kalıp kırbaçlandıktan sonra altı saat boyunca haçta asılı kalması, cellatı tarafından ölümüne kanaat getirmek maksadıyla mızraklanması, gelenek olduğu üzere yaklaşık dört kilogramlık keten beze baharatlarla sarılması İsa'nın ne iki tonluk kayayı yokuş yukarı itecek ne de kurnazca onaltı Romalı askeri geçebilecek ve sonradan da öğrencilerine ışıldayan bir biçimde belirmesine imkan sağlıyordu.
O zamanın Yahudi liderleri ortaya bir ceset çıkartarak tüm bu iddiaları çürütebilirlerdi ancak bunu yapmaya olanak yoktu çünkü ortada bir ceset yoktu.
-Dirilişe tanık olmuş pek çok görgü tanığı vardır.
Ölümden dirildikten sonra İsa en az on kez kendini tanıyanlara ve bir defasında da 500 kişilik bir kalabalığa görünmüştür. Bu görünmeler birer halüsinasyon değildir. İsa kendini izleyenlerle yemek yemiş ve onlar da O'nun dirilmiş bedenine dokunmuşlardır.(Bkz.Luka 24:36-39 ; Yuhanna 20:26-29 ; 1.Korintliler 15:3-8).
-Hıristiyan hareketinin başlangıcı için diriliş tek geçerli açıklamadır.
Hıristiyan Kilisesi tam olarak İsa' nın alenen öldürüldüğü ve gömüldüğü şehirde doğmuştur. İsa'nın dirilişindeki inanç Kudüs'te kök almış ve tüm dünyayı saracak şekilde çevrelemiş bir gerçek olmuştur. Hıristiyan kilisesi insanlık tarihinde var olan ve var olmuş en geniş kurumdur. Açıkça denilebilir ki, eğer diriliş bir hikaye olsaydı bu mümkün olamazdı. Diriliş öğrencilerin değişmiş yaşamlarının tek mantıksal açıklamasıdır. Onlar
İsa'yı halk önündeki duruşmasından önce bırakıp kaçtılar ve hatta inkar bile ettiler.Ölümünden sonra ise teşvikleri kırılmış ve korkmuşlardı. İsa'nın ölümden dirileceğini ummuyorlardı. Ama O'nun dirilişinden ve Pentakost'taki deneyimlerinden sonra bu teşviksiz ve düş kırıklığına uğramış adamlar ve kadınlar doğmuş olan İsa'nın ulu gücü ile şekillendirildiler. O'nun ismi ile dünyayı alt üst ettiler. İnançlarından dolayı çoğu yaşamlarını kaybetti, diğerleri de feci bir şekilde eziyet gördüler. Onların bu cesur davranışı İsa'nın ölümden dirildiğine dair kanaatlerinden ayrı olarak bir mana taşımaz, bu mana ki; ölmek için değecek bir gerçek...
Yüzyıllardan bu yana pek çok büyük bilim adamı İsa'nın yaşadığına ait gerçeğe inanmış ve hala daha inanmaktadırlar.İncil yazarlarının dirilişe dair kanıtını inceledikten sonra yasal konularda bir otorite olan ünlü Harvard Hukuk Okulu'nda görevli Simon Greenleaf şu sonuca varmıştır: "Bu nedenle anlattıkları gerçekleri doğrulamadaki ısrarlı tutumları mümkün olmazdı, eğer İsa ölümden dirilmeseydi ve bu gerçeği başka herhangi bir gerçek kadar kesin olarak bilmeseydiler." Bay Greenleaf, kendisi için bu gerçekleri araştırdıktan sonra İsa Mesih inanlısı olan, Yahudi bir profesördür.
Bu kanıtları tarttıktan sonra sizin sonuçlarınız nelerdir? İsa'nın yaşadığına inanıyor musunuz? Tüm, O' nun gerçekten dirildiğine inananlar sonsuz yaşam armağanını alırlar ve O' nunla şahsi bir ilişkiye sahip olurlar. Siz de bu sonsuz ilişkiye nasıl başlayacağınızı öğrenin.
Yorum ve görüşlerinizi belirtmekten çekinmeyin,eğer sorularınız varsa iletişim bölümünden sorabilirsiniz.Esenle kalın.
Sosyal ağlarımızdan takip edebilirsiniz.
Facebook/sorularlahristiyanlik
Twitter/s_hristiyanlik
Google+/sorularlahristiyanlik