Batı; nesneleri, kavramları, söylemleri, gündelik alışkanlıkları, sinema, edebiyat ve felsefesiyle aklımızı kuşattı, bizleri zor durumda bıraktı.Batı’nın üstümüze saldığı, her yerde hayatımıza sokmaya çalıştığı kişisel gelişim kitapları bunun da bir parçası.Kişiliksiz Gelişimciler ise devamlı “Kendinize, yeteneklerinize, güzelliğinize, içinizdeki deve inanın...” diyerek adeta insanı kibirli,bencil ve hırslı insanlar haline soktular.
Şeytanın da bundan gelişerek bizi günaha sürüklemesi cabası.Oysa Kutsal kitap doğduğumuzdan beri yalnızca Tanrıya güvenin diyor.Mez.22: 9 Oysa beni ana rahminden çıkaran, Ana kucağındayken sana güvenmeyi öğreten sensin.Yabancı dillerden çevrilen kişisel gelişim kitaplarının, bizim kültürümüze ve insanımıza uygunluğuna bakılmadan bolca reklamı yapılarak okutturuluyor.
Şeytanın da bundan gelişerek bizi günaha sürüklemesi cabası.Oysa Kutsal kitap doğduğumuzdan beri yalnızca Tanrıya güvenin diyor.Mez.22: 9 Oysa beni ana rahminden çıkaran, Ana kucağındayken sana güvenmeyi öğreten sensin.Yabancı dillerden çevrilen kişisel gelişim kitaplarının, bizim kültürümüze ve insanımıza uygunluğuna bakılmadan bolca reklamı yapılarak okutturuluyor.
Çevrilen kitapları okuyup özümseyenlerin, bizim ülkemizde sevilen değil, nefret edilecek adamlar olacaklarını bilmiyorlar mı? “İçindeki Devi Uyandır, İçindeki Tüccarı Fişekle vs…” kitaplarının binlerce benzeriyle içimizin şeytanlarını serbest bırakanlara inat, bir Allah"ın kulu da çıkıp; “İçinizdeki Ruhu uyandırın!” diyemedi! Modern insan,sabahları uyanır uyanmaz evden çıkınca gördüğü her şeye sahip olmak istiyor uyanır uyanmaz tüm dünyaya “Kişisel Gelişim” kandırmacasıyla insanlar yırtıcı hayvanlara dönüştü av hayvanı gibi bakan, Kadın, para, araba, kariyer, güç kazanmaya kilitlenmiş, para avcısı insanlar topluluğuyla nasıl birlikte yaşayacağız?Bunlara nasıl “Çüş!” diyeceğiz, kim diyecek?
21. yüzyıl, kabaran, isteyen, şımarık nefislerimizin yüzyılı oldu. Kişisel Gelişim, insanı ürün haline getiriyor, herkes herkese müşteri ya da tüketim nesnesi olarak bakıyor. Kendi yetenek ve gövdelerimize tapındığımız için en küçük aksilikte depresyona girip kibir patlamalarıyla yıkılıyoruz.Kapitalizm, satanizm ve şeytanla el ele veren “Kişisel Gelişim Dini”nin şeytanları bütün dünyaya kin ve başarı hırsı aşılıyorlar. Oysa güne “kazanmak” ya da “kaybetmek” yerine “Dua” veya “Tanrıya güvenmek” diye başlamanın daha sağlıklı olmadığını kim söyleyebilir.
Kişisel gelişim; insanı ürün haline getiriyor, onlara bir tüketim nesnesi olarak bakıyor, hepimize kendi kendimizi pazarlayan adamlar olmamızı öğretiyorlar. Sakın, bizi onurlu yaratık makamından alıp pazarlanacak mal konumuna getiren şey kişisel gelişim dinini kuran, şeytan olmasın?Kişisel gelişimcilerin “Bir şeyi çok iste ki olsun, evrene titreşim gönder ki dünya senin için organize olsun.” ayetlerine inat, ben; ileriye atılan bir insanın, ebediyen kazandığını görmedim. İleriye dönük adımlar attığınız andan itibaren, bütün tabiat örgütlenip sizi durduracaktır, çünkü hayrını istemeden nefsani isteklerle ileriye atılmış her adım başka birinin hareket alanını kısıtlar, dengeler değişir, birilerini silahlandırır. Şeytanı kahreden İstavrozsuz her adım, tabiatın ve kişisel kazalarımızın dengelerini sarsar.